Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Eceli gelen

16 Eylül 2025 Salı

Son günlerde birbirinden ilginç olaylar yaşanıyor.

Bugünlerde içeride ve dışarıda birileri ısrarla Türkiye-İsrail savaşını gündeme taşımaya, konuyu sürekli olarak gündemde tutmaya, kaşımaya çalışıyor.

İsrail'e hizmet etmekle görevli içimizdeki trol takımı sosyal medya üzerinden bu konuda algı oluşturmaya, konuyu sürekli sıcak tutmaya çalışıyor.

Bu durum gerek devletin gerek milletin dikkatinden kaçmıyor.

Peki tüm bu olan bitende amaç ne?

Bu konuya girmeden önce İsrail ile ilgili birkaç cümle sarf etmek istiyorum.

Türkiye'ye Saldırı İsrail Terör Örgütünün Haddine Mi...

İsrail'de ne akıl var ne cesaret ne insanlık ne de ruh.

Bu akılsız baş ile konuyu köpürtmeye çalışanlara, ya da kalbi Tel Aviv'de, Washington'da Paris'te, Londra'da atıp bu saldırının hayalini kuranlara sesleniyorum.

İsrail normal şartlarda Türkiye'ye saldırıyı aklından dahi geçiremez, böylesi bir çatışmanın hayalini dahi kuramaz.

Çünkü o İsrail bilir ki; Türkiye bu konuda şaka yapılmayacak dünyadaki tek ülke.

Yine o İsrail bilir ki eğer Mehmetçik isterse bir günde, eğer bu millet isterse bir haftada Ay yıldızlı bayrağı Tel Aviv'in göbeğine diker.

Denemesi bedava...

Biz öyle ona buna meydanı bıraksaydık 3.000 yıldır tarihte varlığımızı sürdürebilir miydik.

İsrail Aklı...

Türkiye'yi kışkırtmaya yönelik projenin temel aracı olan İsrail basını bu konuda yaptığı ısmarlama haberlerle gündem oluşturmaya çalışıyor.

İşte size tüm vasıflardan mahrum vasıfsız mahlukat sürüsünün yazdıklarından birkaç başlık;

"Katar'dan sonra İsrail'in sıradaki hedefi Türkiye olabilir.

"Türkiye'nin Suriye'deki etkisi ve Hamas'a verdiği destek, Tel Aviv için ciddi bir kaygı kaynağıdır."

"Türkiye ile olası bir savaş sadece bölgesel çatışma olarak kalmaz. Küresel güvenlik ve ekonomik dengeleri sarsar."

"Katar'dan sonra İsrail'in sıradaki hedefi Türkiye olabilir. Böyle bir şey olduğu takdirde bunun sonuçları felaket olur."

"İsrail'in Katar'da Hamas liderlerine yönelik saldırısı, Türkiye için uyarı niteliği taşıyor."

"Türkiye'deki Hamas unsurları benzer şekilde hedef alınabilir."

Esas Karın Ağrısı

İsrail'in zehirli ağzı, esas karın ağrısı ve bitmez kini Suriye başlığında kendini gösterdi.

Bu konuda şöyle diyor satır aralarında katil sürüsü;

"Türkiye ile İsrail arasındaki savaş riski Suriye üzerindeki nüfuz mücadelesinde yatıyor."

"Ankara'nın Suriye'deki askeri varlığı ve Hamas'a verdiği açık destek, İsrail için yıllardır artan bir endişe kaynağı."

Aslında konunun özü bu...

İsrail'in en büyük korkusu, tüm bu olanlara sebep Suriye'deki olası harekât.

Suriye'nin doğusunda SDG terör örgütüne yönelik bir operasyon İsrail'in kâbusu, esas karın ağrısı.

Algıda Amaç...

İsrail; "Türkiye-İsrail savaşı çıkabilir" algısıyla, aklı sıra Türkiye'ye gözdağı verip olası bu operasyon ve harekatın önünü keseceğini zannediyor.

Oluşturacağı algıyla Türk Milletinin iktidarın önüne geçip "ne işimiz var kardeşim Suriye'de" diyeceğini, hükümete baskı uygulayacağını zannediyor.

Oysa bilmiyor ki bu millet devletinden önce hazır...

Yani uzun lafın kısası İsrail yine cambazlık peşinde.

İsrail'e son ikaz....

Ayarlarıyla oynamaya kalkarsan bu millet saatler içinde soluğu Tel Aviv'de alır.

Benden söylemesi...

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.