Türkiye 40 yıldır terör sarmalında olmasaydı, bugün GSYH'si 4 trilyon dolara yaklaşan, kişi başı geliri 30 bin doları aşan, turizmde rakiplerini geride bırakan, bölgesel kalkınmada dengeli bir ülke olurdu. Toplumsal güven, eğitim ve inovasyon, Türkiye'yi Ortadoğu, Avrupa ve Asya arasında küresel güç yapardı. Bu hayal, 2 trilyon dolarlık bir maliyetle gölgelendi.
Terörsüz Türkiye hayali, son dönemdeki yaşadığımız en büyük gelişme olan örgütün kendini feshetme kararıyla gerçeğe döndü. Bu sadece PKK gibi bir terör örgütünün silah bırakması ya da feshedilmesi gibi tek sonucu olan bir olay değildir. Bu olay aynı zamanda toplumsal birlikteliğin inşaası, demokrasi yolculuğun güçlenerek devamı, ekonomik istikrarın sağlanması ve bölgesel kalkınmanın hızlanması da demektir. Son dönemde PKK'nın fesih ve silah bırakma kararı, bu hedef doğrultusunda atılmış en somut adımlardan biridir. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve iradesi ile şekillenmiş ve elbette ki devlet kurumlarının titiz çalışmalarıyla desteklenerek nihayete erdirilmiştir. Bu karar, sadece Türkiye sınırları içinde değil, Kuzey Irak, Suriye ve Avrupa'daki örgüt uzantılarını da kapsayan geniş bölgeyi çok olumlu etkileyecek bir gelişmedir.
Başarılar yalnızca güvenlik alanında değil, toplumsal ve ekonomik alanlarda da kendini göstermektedir. Terörün ortadan kalkması, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yatırımların artmasını, turizmin canlanmasını ve toplumsal barışın güçlenmesini sağlayacaktır. Mali boyutu trilyon doları bulmuş bu yükün artık kalkması ve bu kaynağın kalkınmaya, istihdama, ekonomiye dönmesi ülkenin gelecekteki hikayesini çok farklı yerlere taşıyacaktır.
Türkiye, 1984'ten bu yana teröre karşı büyük bir mücadele veriyor. Ancak bu mücadelenin maliyeti, sadece maddi değil. Terör, kaçan sosyal ve ekonomik fırsatlar açısından da değerlendirildiğinde çok daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor. O kaybedilen yıllar olmasa acaba Türkiye nasıl bir ülke olurdu?
Ekonomik ve sosyal verilerle, terörsüz bir Türkiye'nin, hayalimizdeki Türkiye'nin nasıl bir ülke olabileceğini rakamlarla ortaya koyalım.
Ekonomik bir dev: 4 trilyon Dolarlık bir Türkiye
Terörün Türkiye'ye toplam maliyeti, 41 yılda yaklaşık 2 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Bu, doğrudan güvenlik harcamaları, altyapı zararları ve kaybedilen fırsatların toplamı. Mevcut durumda 2025'te Türkiye'nin Gayrisafi Yurtiçi Hasılası (GSYH) 1,2 trilyon dolar seviyesinde. Ancak, terörün yıllık büyümeyi yüzde 0,5-1 oranında azalttığı düşünüldüğünde, terörsüz bir senaryoda GSYH 3-4 trilyon dolar bandına ulaşabilirdi. Bu, Türkiye'nin dünyanın en büyük 5-7 ekonomisi arasına taşınabileceğini gösteriyor.
1984'te 60 milyar dolar olan GSYH, yıllık yüzde 0,75 ek büyüme ile 41 yılda bileşik faiz etkisiyle ciddi bir sıçrama yapardı. Buna, terör nedeniyle kaçırılan 500 milyar dolarlık yabancı yatırımın 1,5-2 kat çarpan etkisiyle 875 milyar dolarlık ek katkısı eklendiğinde, Türkiye, genç nüfusuyla Güney Kore veya Singapur gibi bir ekonomik bir devrim yaşayabilirdi. Kişi başı gelir, bugünkü 15 bin dolar yerine 35 bin-40 bin dolar seviyesine ulaşır, Almanya'ya yaklaşırdı.
Turizm ve bölgesel kalkınma
Terör, özellikle turizm sektörünü derinden vurdu. 2015'te 31 milyar dolar olan turizm geliri, bombalı saldırılar sonrası 2016'da 22 milyar dolara geriledi. Terörsüz bir Türkiye'de, İspanya'nın yıllık 80 milyar dolarlık turizm gelirine yaklaşan 60-80 milyar dolarlık bir gelir akışı sağlanabilirdi.
Güneydoğu Anadolu'da ise terör, tarım, hayvancılık ve enerji projelerini baltaladı. GAP projesinin tam kapasite çalışması, yıllık 20 milyar dolar ek gelir sağlayabilirdi. Gabar'daki petrol yatakları gibi kaynaklar çok daha erken devreye girer, bölgesel kalkınma gelir eşitsizliğini azaltırdı. Bu, 41 yılda 820 milyar dolarlık bir katkı anlamına geliyor.
Sosyal dönüşüm
Terör, sadece ekonomiyi değil, sosyal dokuyu da zedeledi. Güneydoğu'da okulların kapanması, öğretmenlerin bölgeden ayrılması, eğitim kalitesini düşürdü. Terörsüz bir Türkiye'de okullaşma oranı yüzde 95'e ulaşır, PISA skorları OECD ortalamasına (~500 puan) yaklaşırdı. Eğitimli iş gücü, GSYH'yi yüzde 50-60 artırır, teknoloji odaklı bir ekonomiye geçiş hızlanırdı.
Terör nedeniyle 1-2 milyon kişi batı illerine göç etti. Bu göç olmasaydı, bölgesel kalkınma dengelenir, şehirlerdeki altyapı yükü azalırdı. Suriye'deki göçe de terörün etkisini düşürsek bu rakamı 2-3 ile çarpmak gerekir.
Peki bu hesaplamalara bile girmeden 2 trilyon Dolar ile neler yapılırdı?
100 Yavuz Sultan Selim Köprüsü,
100 bin km hızlı tren demiryolu,
Bin şehir hastanesi,
196 İstanbul Havalimanı.
Bu rakamlar, sadece maddi değil, aynı zamanda bir ulusun hayallerini temsil ediyor. Terörsüz bir Türkiye, sadece ekonomik bir dev değil, aynı zamanda sosyal uyumun, eğitimin ve inovasyonun merkezi olurdu.
Sonuç: Bir hayalden fazlası
Terörsüz bir Türkiye, bugün GSYH'si 4 trilyon dolara yaklaşan, kişi başı geliri 30 bin doları aşan, turizmde rakiplerini geride bırakan, bölgesel kalkınmada dengeli bir ülke olurdu. Toplumsal güven, eğitim ve inovasyon, Türkiye'yi Ortadoğu, Avrupa ve Asya arasında küresel güç yapardı. Bu hayal, 2 trilyon dolarlık bir maliyetle gölgelendi. Ancak, terörsüz Türkiye bu hayalin gerçeğe dönüşmesi ve yukarıda matematiği hesaplanan hedeflere ulaşması için umut veriyor.
Türkiye, bu yükten kurtularak potansiyeline bir adım daha yaklaşıyor. Türkiye'deki her vatandaşın bu projeye sahip çıkması, iş dünyasının, akademinin ve medyanın bu konuyu günlük siyasi polemiklerden uzak tutarak en önemli gündem maddesi olarak görmesi gerekmektedir.
Hesaplama Notu: Rakamlar, IMF, Dünya Bankası ve İçişleri Bakanlığı verilerinden derlendi. GSYH artışları, bileşik büyüme formülü ve OECD çarpan etkileriyle hesaplandı. Terörün büyüme üzerindeki etkisi yüzde 0,5-1, yabancı yatırım ve turizm çarpanları 1,5-2 olarak alındı.