Başkan Erdoğan'dan Özgür Özel'e sert tepki: Bunun adı ekonomik tetikçiliktir
5/9/2025 3:13:00 PM - Güncelleme: 5/9/2025 3:13:00 PM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) 28. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, dernekte bir bayrak değişimi yaşandığını söyledi.

Eylül 2021'den itibaren genel başkanlık görevini yürüten Mahmut Asmalı'nın görevini Burhan Özdemir'e devrettiğini aktaran Erdoğan, Asmalı'ya gayretleri ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti, Özdemir'e yüce Allah'tan muvaffakiyetler diledi.

Erdoğan, genel kurulun hem MÜSİAD camiasının gücüne güç katması hem de Türkiye'nin büyüme ve kalkınmasına katkı sağlaması temennisinde bulunarak, "Burada öncelikle şu hususun bilinmesini isterim: 1999 yılında Pınarhisar'a gitmeden önce MÜSİAD'ın beni ilk fahri üye olarak kabul etmesinin anlamını, mesajını ve kıymetini her zaman şükranla hatırladım. 28 Şubat'ın kesif atmosferinin halen devam ettiği o günlerde MÜSİAD'ın gösterdiği dayanışmanın kalbimde hep müstesna yeri oldu. Sadece 28 Şubat döneminde değil, öncesinde ve sonrasında da MÜSİAD daima demokrasiden, adaletten, hukuktan ve özgürlüklerden yana güçlü duruş sergiledi." diye konuştu.

- "MÜSİAD, ÜRETMEKTEN, İHRACATTAN, BÜTÜN TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİ"

Her türlü zorluğa, zorbalığa, baskıya, tehdide ve ayrımcılığa rağmen MÜSİAD mensuplarının hak ve özgürlüklerle birlikte ekonomide, sanayide, ihracatta ve hayır hasenat hizmetlerinde destan yazdıklarını dile getiren Erdoğan, "Geçmiş dönemlerde sermayenin dahi renklere ayrıldığı, bazılarına öz, bazılarına üvey evlat muamelesi yapıldığı karanlık günlerde dahi MÜSİAD, üretmekten, ihracattan, bütün Türkiye için çalışmaktan asla vazgeçmedi." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD'ın 1990 yılından bugüne Türk ekonomisinin ilerlemesine, büyümesine, ihracatın, üretimin, istihdamın her yıl artmasına, Türkiye'nin cazibe merkezi olarak öne çıkmasına çok değerli katkılarda bulunduğunu, 35 yıldır duruşlarını ve samimiyetlerini muhafaza ettiklerini anlattı.

"Kazanırken çalışanlarınızdan başlayarak millete kazandırmayı, kanaat ve bereket kavramlarıyla ticaret yapmayı hiçbir zaman ihmal etmediniz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sanayici ve iş adamlarımızı bir araya getirerek güç ve ülkü birliği yaparak sivil toplum alanında tarihi rol üstlendiniz. Her vesileyle söylüyorum. Türkiye'nin demokraside, diplomaside, savunmada, ticarette ve diğer pek çok alanda 23 yılda yazdığı başarı hikayesinde en çok emeği olanlardan biri de MÜSİAD ailesidir. Bugün 2002 öncesine kıyasla çok daha güçlü, çok daha itibarlı bir Türkiye Cumhuriyeti varsa bunda MÜSİAD'ın 35 yıllık mücadelesinin önemli payı bulunuyor. Son 23 yılda milli iradeyi ve demokrasimizi hedef alan saldırıların boşa çıkartılmasında da MÜSİAD'ın kararlı desteği elbette yadsınamaz."

MÜSİAD'a ülke ve millet olarak da minnet borçlu olduklarını ifade eden Erdoğan, derneğe ve üyelerine tam 35 yıldır büyük titizlikle sahip çıktıkları ilkeleri, Türkiye ekonomisine yaptıkları tarihi katkıları dolayısıyla teşekkür etti.

Erdoğan, sadece hudutlar içinde değil, dünyanın en ücra köşelerinde de milletin asaletini temsil eden, kardeşlik bayrağını gururla dalgalandıran MÜSİAD'ın ve üyelerinin muhabbetlerini daim eylemesini Allah'tan diledi.

Nice olmaz denileni başardıklarını, hayali gerçekleştirdiklerini, oyunu bozduklarını, kirli senaryoyu yırtıp attıklarını, engelin, badirenin, imkansızlığın üstesinden geldiklerini belirten Erdoğan, "Sabrettik, mücadele ettik. Allah'ın yardımıyla başarıdan başarıya koştuk. Bundan sonra da her oyunu bozacak, her engeli biiznillah aşacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 35 yıldır MÜSİAD'la beraber yol yürümekten kıvanç duyduklarını, MÜSİAD'ın ülke, millet, demokrasi ve insanlık değerleri adına yürüttüğü mücadelesine her zaman destek olduklarını ve gelecekte de bir ve beraber olacaklarını söyledi.

Dünyanın sancılı olduğu kadar tarihi niteliği haiz değişimlerin yaşandığı kritik bir süreçten geçtiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hayatımızı birçok alanda alt üst eden Kovid-19 salgınının sağlık boyutunu üç yıl önce hamdolsun geride bıraktık ancak salgının küresel ekonomide sebep olduğu depremin sarsıntıları halen devam ediyor. Ticarette artan korumacılık politikaları giderek güçlenmekte. Salgın döneminde son altmış, yetmiş yılın zirvelerine çıkan enflasyondaki direnç henüz kırılamadı. Enflasyon korkusu, gelişmiş ekonomiler dahil dünyanın birçok ülkesinde ekonomi politikalarının temel belirleyici unsuruna dönüştü. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen restleşmelerin de olumsuz etkisiyle bir müddet daha belirsizlik atmosferinin devam edeceği anlaşılıyor."

- "FIRTINALI SULARDA GEMİYİ LİMANA GÜVENLE ULAŞTIRACAK TECRÜBEYE VE İRADEYE SAHİBİZ"

Erdoğan, sadece ekonomide değil, uluslararası ilişkilerden siyasete ve toplumsal hareketlere kadar geniş bir yelpazede riskler ve tehditlerin giderek artığını kaydederek, "Görüyoruz ki, küresel ekonomi fırtınalı bir denizde ilerlemeye çalışıyor. Taşların yerine oturması ve suların sakinleşmesi biraz daha vakit alacaktır. Projeksiyonlarımızı buna göre yapmanın yakın gelecek için en akıllı tercih olacağına inanıyoruz. Hükümet olarak, fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana programa, tecrübeye ve iradeye hamdolsun ziyadesiyle sahibiz." diye konuştu.

Her gün bir yenisi patlak veren krizlere aldırmadan soğukkanlı ve sabırlı bir şekilde yol aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Son derece rasyonel bir zeminde artısı ve eksisini hesap ederek kararlarımızı uyguluyoruz. Bundan iki sene önce hayata geçirdiğimiz istikrar ve reform programı ile ekonomimizin temellerini güçlendirdik. Dış kırılganlığımızı azalttık. Şoklara karşı mukavemetimizi arttırdık. Makro finansal istikrarı sağladık. Böylece kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturduk. Programın en önemli hedeflerinden biri vatandaşımızı hayat pahalılığı derdinden temelli kurtarmaktır. Bu hedefe giden yolda son 2 yılda çok ciddi mesafe kat ettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisanda son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştık. İnşallah devamı da gelecek. Bir diğer önceliğimiz olan mali disiplinden de taviz vermiyoruz. Depremin yaralarını hızla sararken geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da aynı kararlılıkla sürdürüyoruz."

Erdoğan, kayıt dışının uzun yıllardır Türkiye'nin kronik problemlerinin en üst sırasında yer aldığını vurgulayarak, "Kayıt dışılık her şeyden evvel haksız rekabettir. Devletin görevi, vergisini düzgün ve düzenli ödeyeni, hesabını, kitabını doğru tutanı, işini kurallara uygun yürüteni korumaktır. Kayıt dışıya göz yummak, bu kardeşlerimizin hakkını yedirmek olacaktır. Dolayısıyla kayıt dışıyla mücadeleden geri adım atamayız. Sizden bu konuda bizlere destek olmanızı bekliyoruz." dedi.

- "KAPSAYICI BİR BÜYÜME HEDEFİYLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ"

Dış dengede de tablonun olumlu olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Cari açığımız istikrarlı bir şekilde geriliyor, altın hariç tutulduğunda cari fazla veriyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş lehimize işliyor, hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. İstihdamda da tarihi seviyelerdeyiz. İşsizlik oranımız mart ayında yüzde 7,9'a geriledi. Erkeklerde de bu oran yüzde 6,5, kadınlarda ise yüzde 10,6. Bu rakamlar son 20 yılın en düşük seviyesine işaret etmektedir. Şunu da ifade etmekte fayda görüyorum. Gelişmelere bağlı olarak iç ve dış talepte geçici yavaşlamalar olabilir. Bunlar gayet doğaldır. Biz ne bunları göz ardı ediyoruz, ne de bunlara takılıp kalıyoruz. Kısa süreli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 1,5 aydır yaşanan dalgalanmalar karşısında başarılı bir sınav verdik. Programın şoklara, manipülatif saldırılara ve sabotaj girişimlerine ne denli dayanıklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Malum çevrelerin operasyonu ellerinde patladı çünkü bu haftadan itibaren rezervlerimiz yeniden artmaya başladı. Küresel belirsizliklerin azalmasıyla birlikte Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif yönde ayrıştığına hep birlikte şahit olacağız." dedi.

- "MÜSİAD CAMİASINA, BUNDAN İSTİFADE ETMESİ ÇAĞRISI YAPIYORUM"

Yatırım, üretim, ihracat, istihdamla birlikte kaliteli büyüme ilkelerine bağlılıklarını koruduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Bu ilkeler çerçevesinde hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz. Çiftçimizin, esnafımızın, üreticimizin, ihracatçımızın kullandığı kredilerde finansman giderinin büyük kısmını devlet olarak biz üstleniyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerde ortalama her on liralık finansman giderinin 7 lirasını biz ödüyoruz. Esnafımızın ve ihracatçımızın kredilerinde de finansman giderinin yarısını biz karşılıyoruz. KOBİ'lerimiz için 15 farklı hazine destekli kefalet paketi yürürlükte. Burada 111 milyar liralık bir imkan var. Mart ayında bunun 50 milyar lirasını devreye aldık ve öncelikli olarak ihracatçı firmalarımıza yönlendirdik. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programını hayata geçirmiştik. Bu doğrultuda 284 stratejik ürün belirlemiş, toplamda 300 milyar liralık kaynak ayırmıştık. Bu ürünleri üretmek isteyen firmalarımıza, piyasa finansman maliyetinin üçte biri oranında son derece avantajlı yatırım kredisi sunuyoruz. Buradan MÜSİAD camiasına, bundan istifade etmesi çağrısı yapıyorum."

Erdoğan, ihracatçılar için de çok güçlü destekleri olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"Bir defa şunun çok iyi anlaşılması lazım. İhracat sadece döviz geliri değildir, ihracat üretimdir, istihdamdır, refahtır. Firmalarımıza verdiğimiz günlük reeskont kredi limitini 13 kat artırdık, 300 milyon liradan 4 milyar liraya çıkardık. Eximbank'ın sermayesini 4 kat yükselttik. Reeskont kredilerimizin finansman maliyeti de piyasanın çok altında, burada da finansman maliyetinin yarısını biz sübvanse ediyoruz. Sadece bu avantaj sayesinde 2024'te ihracatçılarımız 171 milyar lira ek maliyet ödemekten kurtuldu. Desteklerimiz mal ihracatıyla da sınırlı değil. Yazılım üreten de turizmde hizmet sunan da arkasında devletin desteğini hissediyor. Eximbank, 2024'te 18 bin ihracatçımıza tam 49 milyar dolarlık finansman sağladı. Bu firmaların yüzde 83'ü KOBİ'lerden oluşuyor. Yılın ilk 4 ayında şimdiden 15,7 milyar doları kullandırdık. Şunu ifade etmek isterim ki kim üretmek istiyorsa, kim yatırım yapıyorsa, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Yanında olmaya da devam edeceğiz."

- "BUNUN ADI MUHALEFET DEĞİL, EKONOMİK TETİKÇİLİKTİR, JURNALCİLİKTİR, İSPİYONCULUKTUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde olduğu gibi bugün de hem iş yaptıklarını hem hizmet ettiklerini hem de karalama kampanyalarıyla mücadele ettiklerini söyledi.

Muhalefet kanadında en azından milli meselelerde değişim görmeyi umdukça her seferinde büyük düş kırıklığı yaşadıklarını vurgulayan Erdoğan, muhalefetin siyaseti centilmence rekabet yerine yıkıcı husumetle yürütme isteğinin aşılmaz bir duvar misali sürekli karşılarına çıktığını anlattı.

Erdoğan, aktörler, isimler ve genel başkanlar değişse de bu zihniyette zerre miskal düzelme olmadığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:

"Durum öyle vahim ki bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, kendi ülkesini yabancı basın kuruluşlarına, yabancı aktörlere, dergilere şikayet ediyor. 'İktidarı yıpratayım.' derken asıl Türkiye'ye, Türk ekonomisine zarar veriyor. Boykot çağrılarıyla yerli ve milli markalara zarar veriyor. Evine ekmek götüren işçi kardeşlerime zarar veriyor. Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçılarımıza zarar veriyor. Fabrika kurup, istihdam sağlayan sanayicilerimize zarar veriyor. Ülkemizin kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine destek olan iş dünyamıza zarar veriyor. Adı yolsuzlukla, rüşvetle, sahtecilikle anılan bir avuç muhterisi memnun etmek uğruna 85 milyonun tamamını hayal kırıklığına uğratıyor.

Sayın CHP Genel Başkanı kusura bakmasın ama bunun adı muhalefet değil, ekonomik tetikçiliktir, jurnalciliktir, ispiyonculuktur. Bizim CHP'lilerin birbirini jurnallemesiyle hiçbir sıkıntımız olamaz ama yalan ve iftiralarla Türkiye'yi jurnallemesine gözlerimizi kapatamayız. Hiç kimse 'Muhalefet ediyorum.' bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikayet edemez, ekonomisini batırmaya çalışamaz, firmalarımızı hedef göstererek onlara zarar verme peşinde koşamaz. Kantarın topuzu kaçmıştır. Düzelme umudu da giderek azalmaktadır."

Bir gerçeği tüm samimiyetiyle ifade etmek istediğini belirten Erdoğan, siyaseti marjinalleştirmenin bu ülkeye yapılacak çok büyük kötülük olduğunu, sivil siyaseti zehirli söylemlerle enfekte etmenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını dile getirdi.

- "CHP'NİN, İRADESİNE VURULAN VESAYET PRANGALARINI KIRMASI GEREKİYOR"

"Hükümet yara alsın da Türkiye'ye ve Türk ekonomisine ne olursa olsun.' anlayışı açık söylüyorum, hastalıklı zihniyetin işaretidir." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakın, Türkiye bu toksik siyaset dilini 1960 öncesinden çok iyi bilir. Türkiye bu siyaset tarzını 12 Mart'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat döneminden çok iyi bilir. Türkiye bu sorumsuz ve sorunlu söylemleri, tüketmeyin çağrılarının zirveye çıktığı Gezi kalkışmasından çok iyi bilir. Bu demode üslubun ülkemize de siyaset kurumuna da bunun üzerinden siyasi kazanç elde etmeye çalışanlara da hiçbir faydası yoktur. CHP'nin süratle normalleşmesi şart. CHP'nin, iradesine vurulan vesayet prangalarını kırması gerekiyor. Sayın Genel Başkan'ın artık suç örgütünün boyunduruğundan kurtulup kendisini toparlaması, ülkenin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Buradan herkesi, özellikle de muhalefet aktörlerini aklıselime, sükunete, sorumlu dille siyaset yapmaya davet ediyorum. Türkiye'nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var. Türkiye'nin iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var. Türkiye'nin 86 milyon olarak müştereklerde buluşmaya ihtiyacı var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon bu kadar yükselmişken yangına körükle gitme yanlışından bir an önce dönülmesini temenni ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu'nun hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, yeni görev üstlenen yönetim kuruluna başarılar diledi.

- Programdan notlar

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, MÜSİAD'la ilgili kısa film izletildi.

Programda, MÜSİAD Genel Başkanlığına seçilen Burhan Özdemir ve önceki dönem MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı konuşma yaptı.

Özdemir ve Asmalı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.

Erdoğan, programın sonunda, MÜSİAD'a önceki dönemde hizmet eden genel başkanlar ve yeni yönetim kurulu üyeleriyle fotoğraf çektirdi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir'in yanı sıra bazı milletvekilleri ve iş insanları da programda yer aldı.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.