Dün hukuki açıdan önemli bir karar verdi Bolu Ağır Ceza Mahkemesi. Gerekçesi henüz yayımlanmadı. Merak ediyorum bir hukukçu olarak. Zira bu kararın olayı ele alış örgüsü ve sonucu bağladığı yer, toplu olarak hizmet sunan oteller, restoranlar ve düğün salonları gibi yerlerde meydana gelecek olaylarda cezai sorumluluğu farklı bir mecraya taşıyacak.

MANEVİ UNSUR NASIL TESPİT EDİLİR?
Suç neticedir. Suçun fail tarafından "nasıl bir ruh hali" veya "saik" ile işlediği ise suçun manevi unsurudur. Failin iç dünyasındaki hali, suç anındaki davranışından yola çıkarak belirlenir. Kartalkaya olayında iki ihtimal vardı. Mahkeme ya bilinçli taksir diyecekti ya da olası kast olarak niteleme yapacaktı.

MAHKEME "OLASI KAST" DEDİ!
Olası kast diyerek mahkeme, suçun gerçekleşebileceğinin mümkün veya muhtemel bir şekilde "öngörülmesine" rağmen sonucun meydana gelmesinin göze alındığına, faillerin adeta "olursa olsun" biçimindeki bir düşünceyle fiili işlediğini tespit etmiş oldu.
EN AĞIR CEZA...
Buna göre kasten işlenirse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek bir eylem için olası kastta faile müebbet hapis cezası verilmek durumunda. Şayet mahkeme bilinçli taksir deseydi 15 yıla kadar hapis cezası ihtimali doğacaktı...

HERKES DİKKAT ETSİN!
Pek tabi konunun istinaf ve temyiz boyutu var. Bu nereden bakarsak bakalım 2-3 yıllık bir süreç demek. Karar kesinleşince, bu tip kurumlarda yönetici olmak -velev ki kağıt üzerinde olsa bile- böyle bir cezayı almayı mümkün kılacak... Bu tür işletme sahiplerinin durumu dikkatli okuması gerekiyor...
TAZMİNAT BOYUTU...
Bir diğer husus da tazminat konusu. Ölenler yakınlarının, yaralananların ve eşyaları zarar görenlerin bizatihi kendisinin zararlarının giderimi için tazminat davaları da ayrıca gündemimize gelecek. Ceza dosyası sorumluları kimler olduğuna dair perdeyi araladı...
BU HIZ TAKDİR EDİLİR...
Zaman zaman geciken kararlardan dem vurup eleştiriyoruz yargıyı. Ama bu dosyada mayıs ayında kabul edilen iddianame ile başlayan yargılamada altı ay sonra karar çıkmış olması önemli. Bu kahredici olay 17 Şubat'ta olmuştu. Yargılama bir yıl sürmeden bitti. Bu da ayrıca takdire şayan...

SİBER SUÇLARLA MÜCADELE SÖZLEŞMESİ...
Bugün değinmek istediğim diğer konu ise 25-26 Ekim 2025 tarihlerinde Vietnam'ın Hanoi şehrinde imzaya açılan Birleşmiş Milletler Siber Suçlarla Mücadele Sözleşmesi. Bu sözleşme küresel olarak siber suçlara karşı ülkelerin hukuki süreçleri arasında eşgüdümü sağlama amacı güdüyor... Bu açıdan çok önemli...
TEMEL ODAK...!
Sözleşmenin odağında önemli birkaç husus var. Siber suçlar konusunu yani "yetkisiz erişim", "veriye müdahale", "siber sistemlere sızma", "casus yazılımlar" gibi durumlara ek olarak, siber destek alınarak işlenen suçları da odağına alıyor bu metin.
SİBER SUÇ DESTEKLİ EYLEMLER...
Dolandırıcılık, kimlik bilgilerinin çalınması, çocuk istismarı, özel hayata dair görüntülerin izinsiz paylaşılması, çevrimiçi tehdit ve benzeri suçlara dair soruşturmalarda devletlerin işbirliği kurallarını ortaya koyuyor. Bunun için uluslararası el koyma, arama, delil toplama işlemlerinin 7/24 yapılması mümkün hale gelecek...
YA SOSYAL MEDYA?
Sözleşmenin ülkelerin iç hukukuna girmesi süre alacak... Bu aşamada bir eksiği de konuşmak gerekiyor. Sözleşmede hizmet sağlayanlara dair bir sorumluluk öngörülürken doğrudan "platform sorumluluğu" yani sosyal ağ sağlayıcılarının dezenformasyon ve ayrıştırıcı söylemlere dair bir sorumluluk düzenlememesi büyük bir eksik. Her ne kadar çocuklar için bir koruma önerilse de bu kavramın ne olduğu konusunda bir uygulamayla farklılıkların doğması olası...
SUÇUN YAYILDIĞI YERE ÖZEL DÜZENLEME GELMELİ...
Yine siber güvenlik ihlal edilerek elde edilen verilerin yayıldığı mecranın sosyal medya olması ve bunlara halen bir (tür) "yayın sorumluluğu" getirilmemiş olması, kişilik haklarının korunmasını sorunlu bir hale getiriyor. Türkiye bu konuda bir öneri metni çıkarmalı ve bunu ülkelere teklif etmeli bence... Bu sorunu dile getirmek ve bu konuda sorun yaşayan ülkeleri bir arada toparlamak adına önemli bir adım olabilir...