Gururlandıran başarı! Lise öğrencilerinden ABD'de birincilik
4/20/2025 3:53:00 PM - Güncelleme: 4/20/2025 3:53:00 PM

Bilfen Liseleri ile Stanford Üniversitesi arasında ekim ayında yapılan işbirliği kapsamında, gençlerin sağlık sektöründe yenilikçi projeler üretmesine olanak tanındı.

Geleceğin sağlık teknolojilerine yönelik Stanford Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Merkezinde görev alan bilim insanlarıyla ortak çalışma yürüten ve AR-GE projeleri geliştiren lise öğrencileri, sağlık alanında hasta verisi güvenliği ve gizliliği, ameliyathane verimliliğini artırma, doğal afetler sonrası hastaneler için inovatif çözümler gibi başlıklarda geniş araştırmalar yaptı.

Projenin ikinci adımında ise 300 öğrenci, Stanford Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Merkezini ziyaret etti. Aralarından 138 öğrenci ise yenilikçi ürünler geliştirmek için kolları sıvayarak doktorlar ve bilim insanlarıyla çalıştı.

Gerekli çalışma ve sunumların ardından öğrenciler üzerinde çalıştıkları toplam 40 projeyi Stanford Üniversitesinde görev yapan doktorlar, biyomedikal mühendisleri, proje yöneticileri ve koordinatörlerden oluşan jüriye sundu.

HASTALARIN YATAK YARALARINA ÇÖZÜM ARAYAN PROJE BİRİNCİ SEÇİLDİ

Jürinin değerlendirmesi sonucu "Biyomedikal ve Sağlıkta İnovasyon" alanında geliştirilen projeler arasından, Bilfen Çayyolu Liselerinde eğitim alan 3 öğrencinin uzun süre yatarak tedavi gören hastaların vücutlarında oluşan yaralar için geliştirdiği proje birinci seçildi.

Öğrenciler, bası yaralarına çözüm bulmak amacıyla geliştirildikleri, ozon terapisi uygulamalarını daha güvenli hale getiren, hasta takibini otomatik olarak gerçekleştiren, yapay zeka destekli izleme ve otomatik pozisyonlandırma özelliklerini de içeren "Otomatik İzlemeli Akıllı Ozon Terapi Hastane Yatağı" projesiyle bu başarıyı elde etti.

Birinci seçilen ekip, Stanford Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Merkezinde bir aylık yaz stajı hakkı kazandı.

"GELDİKLERİNDE BUNUN PATENTLE İLGİLİ ÇALIŞMALARINI DEVAM ETTİRECEKLER"

Bilfen Çayyolu Liseleri Kimya Bölümü Başkanı ve projenin sorumlu öğretmeni Demet Akçayöz, AA muhabirine, öğrencilerde vizyon oluşturmak ve yeni bakış açıları kazandırmak üzere etkinlikler ve proje gezileri düzenlediklerini anlattı.

Projede ilk olarak Türkiye'ye gelen Stanford Üniversitesi yetkililerinin okul kampüslerinde yüz yüze ve çevrim içi yöntemle 3 binden fazla öğrenciyle buluştuğunu, öğrencilere ilham verici konuşmalar yaptığını belirten Akçayöz, ardından 300 öğrenciyle ABD'ye gittiklerini ve geliştirilen 40 projenin jüriye sunulduğunu dile getirdi.

Akçayöz, projelerin ele alındığı yarışmaya ilişkin, şu bilgileri paylaştı:

"Bunlar tamamen sağlıkta geleceğe yönelik inovasyon temalı projelerdi. Sunum yapan bütün öğrencilerimiz oradan bir katılım sertifikası aldılar ve aralarından bir ekip birinci oldu. Ankara kampüsümüzden Çayyolu öğrencileri, 3 öğrencimiz orada bizi gururla temsil etti. O an gerçekten hepimiz için çok duygu doluydu. Bu 3 öğrencimiz yaz stajı hakkı kazandı. Bizzat gidip dünyanın en büyük tıp fakültelerinden birinde bir ay boyunca yaz stajı yapacaklar ve hedefleri çok büyük. Geldiklerinde bunun patentle ilgili çalışmalarını devam ettirecekler. Aslında sadece bu onların başarısı değil, aynı zamanda sağlığa, inovasyona ve sürdürülebilirliğe de atılmış çok güzel bir adım."

"ONLAR BİZİM YARINLARIMIZ"

Akçayöz, okulun 9 kampüsüyle TÜBİTAK ve TEKNOFEST başta olmak üzere birçok etkinliğe katılarak dereceler elde ettiklerini anlattı.

Öğrenci başarısının sadece ders dinlemek, sınava girmek veya YKS'deki sonuçlarla ilişkili olmadığını vurgulayan Akçayöz, "Öğrencilerimizin fark yaratması gerekiyor. Lise öğrencilerimizin yapacakları yaz stajı belki üniversiteden sonra yapabileceğimiz bir hamleydi. Yani lisede bunu yapabiliyor olmak, bizim de buna ön ayak olmamız beni aşırı derecede mutlu ediyor. Aslında onlar bizim geleceğimiz. Orada yaptıkları projelerle hem bizi gururlandırıyorlar hem de bunun ülkemiz için çok yararlı adımlar olduğunu düşünüyorum. Onlar olduğu sürece bu ülkede çok daha güzel şeyler olur. Onlar bizim yarınlarımız." diye konuştu.

"BÜYÜKANNEM DE YATALAK HASTA"

Birinci olan ekibin üyesi 11. sınıf öğrencisi Mehmet Berk Üster, Stanford Üniversitesiyle yürütülen işbirliğinin kendilerini çok heyecanlandırdığını dile getirdi.

Üster, projenin ortaya çıkışına ilişkin, "Büyükannem de yatalak hasta ve çok sayıda yatak yarası var. Buradan hareketle bu projeyi geliştirmek aklıma geldi. Buna bir çözüm üretebileceğimizi arkadaşlarıma sundum ve arkadaşlarım da bu fikrimi beğendi ve bunun üzerinden ilerlemeye karar verdik." dedi.

Projede, var olan teknolojiye ek olarak ozon sistemi ile otomatik pozisyonlandırma sisteminin kullandıklarını aktaran Üster, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sistemde ozonun iyileştirici gücüyle dezenfekte edici gücünü kullanmak amacıyla ozon gazı seçtik ve bunu oksijenle seyrelterek insan sağlığının tehdit etmesini de engelledik. Diğer teknolojimiz olan otomatik pozisyonlandırmayı da bası yaralarının oluşmasındaki en önemli faktör olan basıncı dağıtarak bunun önüne geçmeyi planladık.

Sürecin başından sonuna kadar çok çalıştık, çabaladık. Patent başvurusunu yapmayı, sonrasında da deneylere geçmeyi planlıyoruz. Çünkü insanlık yararına bir proje ve bu gerçekten hastalarda yatak yaralarının önlenmesinde ciddi anlamda güzel bir ilerleme kaydedebilir. O yüzden gerekli olan her şeyi yapmayı planlıyoruz."

"ÜLKEMİZİN GELECEĞİ OLMAK İÇİN EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ"

Proje ekibinden 10. sınıf öğrencisi Kağan Erkan da projelerini mekanik, elektronik ve yazılım olarak üçe ayırdıklarını söyledi. Arkadaşları arasında yapılan görev dağılımının ardından "Otomatik İzlemeli Akıllı Ozon Terapi Hastane Yatağı" projesi için çalışmalara başladıklarını ifade eden Erkan, kamera ve telefonlardan kalp atış hızını belirlemeye yarayan bir kodu projelerine entegre ettiklerini belirtti.

Bu projede eski hastane yataklarının dönüşümünü sağlamayı hedefleyen planlamaların da yer aldığını dile getiren Erkan, tasarladıkları yatağın hasta verilerini topladığını, bu nedenle bilgi güvenliğini ön planda tuttuklarını vurguladı.

Yatağın ozon sızdırmazlığı ve yanma riskinin önüne geçmek için de projede detaylı olarak tasarım yaptıklarını belirten Erkan, şunları kaydetti:

"Bizim geliştirdiğimiz projedeki hastane yatağı, ozon sistemiyle yatak yaralarını elimine etmeyi amaçlıyor. Bunun için sistem, hastanın yattığı noktaları test edip, kalktığı esnada teri yok edecek, bakterileri elimine edecek şekilde, sırt bölgesi öncelikli olmak üzere, ozon uygulaması yapıyor. Bu sayede ter ve benzeri sıvılarla aktarılan bakterilerin tamamını elimine ederek bası yaralarını önlüyoruz."

Öğrencilerden 11. sınıf öğrencisi Doğu Kaan Akgül ise projelerine çok emek verdiklerini söyledi.

Ağustosta bir ay boyunca Stanford Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Merkezinde, Biyomedikal Mühendisliği üzerine staj yapacakları için çok heyecanlı olduklarını belirten Akgül, "Ülkemizin geleceği olmak için her gün emin adımlarla ilerliyoruz. Umarım ülkemize güzel projeler katıp ilerletebiliriz." diye konuştu.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.