Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın katılımıyla Ticaret Bakanlığı'nda düzenlenen Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı'nda konuştu.
Ürün güvenliğinin, yalnızca tüketicilerin sağlığı ve güvenliği için değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik rekabet gücü, ticari itibarı ve uluslararası arenadaki saygınlığı için vazgeçilmez bir kriter olduğunu bildiren Uraloğlu, piyasadaki ürünlerin güvenliği ve teknik mevzuatlara uygunluğunun, kamu tarafından yapılan denetimlerle sağlandığını bildirdi.
Uraloğlu, Bakanlık olarak gezi tekneleri, gemi teçhizatı ve taşınabilir basınçlı kapların denetiminden sorumlu olduklarını aktararak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun da telsiz ve telekomünikasyon terminal ekipmanlarının denetimini gerçekleştirdiğini belirtti.
Ürün güvenliği konusunun lojistik ve altyapı boyutuna da önem atfettiklerini dile getiren Uraloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ürün güvenliği zincirinin her halkasında kaliteyi artırmak için katkı sağlamaya çalışıyoruz ve titizlikle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Çünkü ürünlerin güvenle tüketicilere ulaşması veya sunulması, yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı değildir, bu sürecin aynı zamanda etkin, hızlı ve güvenilir bir lojistik ağıyla destekleniyor olması gerekiyor. Üretim yaptınız ama tüketiciye ulaştıramadınız, orada biz devreye girip katkı sağlamaya gayret ediyoruz. Ulusal ve uluslararası anlamda bunu sağlayabilmek için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, son 23 yılda ülkemizin ulaştırma ve haberleşme alanında yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bu vesileyle altyapımızı dünya ticaretinin ve lojistiğinin kalbi olma noktasında ciddi güçlendirdik."
- DİJİTAL ÜRÜNLERİN YERLİ YAZILIMLARLA SİBER GÜVENLİĞİ SAĞLANIYOR
Uraloğlu, ülkenin dört bir yanına yayılmış modern kara yolları, demir yolları, havalimanları, limanlar ve haberleşme ağıyla, ürünlerin güvenli şekilde taşınmasını ve tüketiciye ulaşmasını sağlamak için gayret içinde olduklarını anlattı.
Attıkları adımlarla 2002'de 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol ağını 29 bin 771 kilometreye çıkardıklarını, sadece 6 il birbirine bağlıyken bugün 77 ili bölünmüş yollarla birbirine bağladıklarını belirten Uraloğlu, "O gün Türkiye'de 8,5 milyon araç vardı ve şehirlerarasındaki ortalama hız sadece saatte 40 kilometreydi. Şimdi araç sayımız 32 milyonu geçti ve şehirlerarasındaki ortalama hız 90 kilometrelere çıktı. Ülkemizde kara yolunda doğu-batı ekseninde 5 ana aksı, kuzey-güney yönünde 18 ana aksı tespit ettik. Bunları da yüzde 92 seviyelerinde bitirerek ülkemizin ulaşımına katkı sağlıyoruz." diye konuştu.
Uraloğlu, 11 bin kilometre olan demir yolu uzunluğunu, 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren (YHT) olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekleyerek 14 bin kilometreye çıkardıklarını bildirdi.
Demir yolu ağını 2028'de 17 bin 500 kilometreye, 2053'te de 28 bin 500 kilometreye çıkaracaklarını aktaran Uraloğlu, böylece ülkenin tamamının 48 saatte YHT ağlarıyla gezileceğini söyledi.
Uraloğlu, ürünlerin güvenli yollarla tüketiciye ulaşması için dijital dönüşümün getirdiği yenilikleri ve teknolojileri etkin şekilde kullandıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Akıllı ulaşım sistemlerimiz, lojistik izlenebilirlik çözümlerimiz ve modern altyapı yatırımlarımızla, ürün güvenliği zincirinin her halkasını güçlendiriyoruz. Ayrıca siber güvenlik alanında çok mesafe kat ettik. Ülkemiz dünyada rol model gösterilen ülkelerden biri. Her türlü dijital ürünü ve sistemi korumak için yerli yazılımlarla siber güvenliğimizi sağlıyoruz."