Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması sekizinci gününde sürüyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan alanda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin aileleri, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada müşteki ve tanıkların beyanları dinleniyor.
"HAYAT KAYNAKLARIMIZI ÖLDÜRDÜNÜZ"
Yangında kızı Yasemin Boncuk (41), damadı Erhan (48), torunları Demir (8) ve Defne (11) Tüzgiray'ı kaybeden müşteki Gülşen Boncuk, yangından sonra kendi hayatlarının da yok olduğunu söyledi.
Sanıkların gözlerinin içine bakmasını isteyen Boncuk, sanıklar yangından kurtulurken, oteldekilerin kapısını çalmayarak onları yanmaya bıraktığını ifade etti.
Boncuk, çocukları ve torunlarının o gün Bursa'ya gelmek için hazırlık yaptığını anlatarak, "Mezarlarını evimin balkonundan görülen yerden istedim. Her gün camdan bakıyorum. Toprağa, çiçeklere her gün sarılıyorum. Onlarla böyle konuşuyorum. Başka hayatımız kalmadı. Siz ölmeyin, inleyin. Ölüm temizliktir. Artık çocuklarımızı hiç göremeyeceğiz, kuzucuklarımızı göremeyeceğiz. Benim hayat kaynaklarımı aldınız. Allah'ım cennette buluşalım inşallah. Tek hayat kaynağım kızımdı, onu da siz aldınız. Bakın gözüme, bizim hayat kaynaklarımızı öldürdünüz." dedi.
"ZEKİ BEY, BİRKAÇ PERSONELİ GARAJA YÖNLENDİRMİŞ, ONLAR DA ARAÇLARI ÇEKİYORMUŞ.' DİYORLARDI"
Otelde 2 ay mini bar bölümünde çalışan tanık Tuni Urhan da arkadaşlarının uyandırması üzerine kayak odasının olduğu kattan dışarı çıktıklarını, dışarıdan baktıklarında yangının büyüklüğünü gördüğünü belirtti.
Daha sonra otelin ön tarafına geçtiklerine değinen Urhan, "Personel arasında 'Zeki Bey (Yılmaz) belli personelleri arayarak kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim.' diye söylediği konuşuluyordu. Ayak üstü konuşuluyordu, o sırada duydum. 'Zeki Bey birkaç personeli garaja yönlendirmiş, onlar da araçları çekiyormuş.' diyorlardı." ifadelerini kullandı.
Fotoğraf listesi gösterilen personelden Hasip İke, Semra İke, Nisa İke ve Fatma Koca'nın kendi aralarında konuştuğunu duyduğunu belirten Urhan, odalarda sigara içildiği için yangın dedektörlerinin kapatıldığını duyduğunu da sözlerine ekledi.
Zeki Yılmaz'ın avukatının "Bugüne kadar hiçbir tanık Zeki Bey'in bu şekilde bir talimat verdiğini söylemedi, siz nereden bunu biliyorsunuz?" sorusu üzerine Tuni Urhan'a "Onu diğer tanıklara sorun, ben duyduğumu söyledim." karşılığını verdi.
Bu sırada müştekiler, ifadesinden dolayı Urhan'ı alkışladı.
"YAKLAŞIK 20 KİŞİNİN KURTARILMASINA YARDIMCI OLDUK"
Otelde kayak odasında çalışan tanık Şenol Güven de olay günü 3. katta depoların bulunduğu katta kaldığını, oda arkadaşının kendisini uyandırdığını anlattı.
Giyinip kayak odasından dışarı çıktığını, odanın kapısının da açık olduğunu dile getiren Güven, bu sırada asansörden bir kadın ile bir çocuğun çıkış yaptığını gördüğünü kaydetti.
Dışarı baktığında 4. katta restoranın yandığını ve alevlerin dış cepheyi sardığını gördüğünü söyleyen Güven, "Sundurmaya merdiven dayalı olduğunu gördüm, burada Ceyda Hacıbekiroğlu'nu yanında yardımcısıyla gördüm. Sundurmaya çıkarak insanların aşağıya inmesine yardımcı oldum. Emir Aras'ı orada gördüm, kayarak aşağı indiler. Yaklaşık 20 kişinin kurtarılmasına yardımcı olduk. Sonra jandarma bizi çıkardı. Araçları sabah aydınlanmasına yakın garajdan çıkardık." şeklinde konuştu.
Çamaşırhanede sezonluk çalışan tanık Tahsin Öztürk ise arkadaşlarının sesiyle uyandığını ve otelde yangın olduğunu öğrendiğini, havlu alarak üst katlara yardım etmek için çıkmaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını anlattı.
Bunun üzerine otel dışına çıktıklarını, merdiven temin edip, camların altına yatak götürerek vatandaşlara yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Öztürk, bu sırada sanıklardan Halit Ergül'ün kızlarını, misafirleri diğer otellere yönlendirirken gördüğünü söyledi.
Tanık Şenol Bakır, White Fox isimli işletmede aralık ayında aşçı olarak işe başladığını, deneme yemekleri yaptıklarını ifade etti.
Duruşma, müşteki avukatlarının beyanlarıyla sürüyor.
GENEL MÜDÜR VE AİLESİ OTELİ TERK ETMİŞBolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınında otelin Genel Müdürü Emir Aras, eşi Yönetim Kurulu Üyesi Elif Aras ve çocuğunun yangının başlamasından kısa süre sonra odalarını terk ettikleri anın görüntüleri ortaya çıktı.
Güvenlik kamerası görüntülerinde, bilirkişi raporuna göre saat 03.16'da yangının başlamasından sonra tutuklu sanık Emir Aras ve ailesinin saat 03.34'te odalarından koşarak çıktıkları görülüyor.
Emir Aras'ın ailesiyle kaldığı 7'nci kattaki odasından çıktıktan sonra koridorun sonuna doğru koştuğu, bir süre sonra geri geldiği ve odaya girdiği yer alıyor.
Aras'ın eşi, otel sahibi Halit Ergül'ün kızı ve Yönetim Kurulu Üyesi tutuklu sanık Elif Aras'ın da koridora bakarak panik içinde odaya geri döndüğü, bir süre sonra aile üyelerinin üstlerini giyinmiş şekilde odadan çıkarak koridor boyunca koştukları görülüyor.
Görüntünün sonunda koridorun kısa süre içinde dumanla kaplandığı da kayıtlara geçiyor.
MÜŞTEKİ AKİŞLİ TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Duruşmada müşteki olarak dün söz alan, yangında annesi, kardeşi ve yeğenini kaybeden Bülent Akişli, kamera kayıtlarını izlediğini belirterek, "Emir Aras gözümün içine bakar mısın? Bugün sabah kamera kayıtlarını izledim. Diyordun ya 'Kapıları çaldım, bağırdım.' Hiç alakası yok, kapıyı açtın, telefonla dışarı çıktın, içeri girdin, eşini ve çocuğunu aldın, o masum insanlara sesini bile çıkarmadan çıkıp gittin. Sen 7. katta yatarken benim annem, kardeşim ve yeğenim de 7010 numaralı odada yatıyordu vicdansız, aynı koridordasın." sözleriyle tepkisini dile getirmişti.