Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü sahibi Sevinç Çokum: Bu ödül bizi yine karşılaştırdı
12/8/2020 9:18:00 PM - Güncelleme: 12/8/2020 9:18:00 PM

Sevinç Çokum… Romanları, hikayeleri, senaryo ve radyofonik eserleriyle Türk edebiyatının en verimli kalemlerinden. Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü’ne layık görülen usta yazar için, M. Fatih Andı, Hicabi Kırlangıç, Turan Karataş, Necip Tosun ve Ahmet Murat Özel’den oluşan Jüri Heyeti, gerekçeli kararında şu görüşlere yer verdi: “İnsan ile eşya arasındaki ilişkileri, değişimin yarattığı açmazları, kaybedilen güzellikleri derinlikli psikolojik, sosyolojik tahliller ve dil yetkinliği ile eserlerine yansıtması nedeniyle Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü’ne layık görülmüştür.”

Akşam Gazetesi yazarı Bedir Acar, edebiyatımızın incelikli yazarıyla ödülünü ve Necip Fazıl’ı konuştu.

O ÇİLENİN ADAMI

Necip Fazıl ismiyle ilk karşılaşmanız nasıl oldu?

Necip Fazıl’ın adını daha çocukken öncelikle radyodan, şiir defterleri tutan ablalarım ve onların arkadaşlarından, babamdan, sokaklardan, gazete dağıtıcılarından işitirdim. Ankara ve İstanbul Radyoları adeta bir mektep gibiydi.

Sizi en çok etkileyen tarafı neydi?

Necip Fazıl Kısakürek bilinen ve insanda sert bir rüzgar etkisi ve sersemliği bırakan, Bâbıâli’de ağırlıklı sözü geçer bir isimdi. Şimdi çizebiliyorum bu resmi, o zamanlar çocuktum işte. Fakat gizemli bir yanı da vardı; onu efsane kişiliğine büründüren hitabeti, şiirlerindeki hercümerc, altüst edicilik, dinleyenlerin yüzüne tokat gibi inen teatral ses tonu… Oysa o çilenin adamı. Şaşırtan bu; tahtında olsa da, kaybetmiş, kazanmış, savurmuş hayatını; girdapların içine yuvarlanmış, yalnızlık perdesinin ardındaki sanatkâr hakikati arıyor..

İlk okuduğunuz kitabı hangisi?

Lise ve fakülte yıllarımızda çoğumuz onu Kaldırımlar’la tanıdık. Şimdi değerlendirdiğimde o, kaldırımda yürüyen boşluklar içinde yalnızlıkları giyinmiş adam bana bugünün ‘Yeraltı Edebiyatı’nı çağrıştırıyor.

Üstadın en çok hangi yönünü sevdiniz?

Ben siyasi tarafından çok, onun sanatını, sanatçı kişiliğini merak etmişimdir. Takıntıları, hafakanları, yalnızlıkları, bunalımları, korkuları, şüpheleri olacaktı elbet. “Ruh Burkuntuları” adıyla kitaplaşan hikayelerinde ölüm- varlık arasındaki çırpınışları ve arayışları çarpıcıdır.

İNKAR EDİLEMEZ USTALIK

Necip Fazıl deyince her kesimde etki bırakmış bir isimden bahsediyoruz…

Geçmişte hangi düşüncede olursa olsun birçok kesimin ortak görüşü ustalığının inkâr edilemeyişidir. Bundan dolayı sanatının evrensel bir yanı vardır. Adına böylesi bir ödülün gerçekleştirilmesini elbette hak etmişti. Hikaye ve romanda bu yıl ödüllendirilmiş olmak, salgın sebebiyle bunalımlı günlerimizde yazmanın umut getirdiğini düşündürdü bana. Hayatımda sadece birkaç kez görmüştüm kendisini. Kuşaklara iz bırakmış bir düşünürle bu ödül aracılığıyla yeniden karşılaşmış gibi oldum. Layık görenlere sonsuz teşekkürlerimi iletirim.

PORTRE: SEVİNÇ ÇOKUM

Hikâye, roman ve senaryo yazarı Sevinç Çokum, 1977-1979 yıllarında Türk Edebiyatı dergisinin yazı işleri müdürlüğünde bulundu. “Bir Eski Sokak Sesi” adlı öyküsünü “Hisar” dergisinde yayımlayarak yazın hayatına başladı. Eşiyle kurdukları “Cönk Yayınları”nı yönetti. 1990-2001 arasında da Türkiye gazetesinde inceleme, deneme ve gezi yazıları kaleme aldı. Hikaye kitaplarından bazıları: Onlardan Kalan, Derin Yara, Rozalya Ana, Gece Kuşu Uzun Öter. Romanlarından bazıları: Karanlığa Direnen Yıldız, Zor, Hilâl Görününce, Bizim Diyar, Deli Zamanlar, Tren Burdan Geçmiyor.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.