Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

İbrahim Güneş

Akıl Oyunları

Akıl Oyunları

19 Nisan 2025 Cumartesi

Özellikle sosyal medya üstünden yapılan operasyonlarla bizi inandırmak istedikleri bir sanal dünya var. Sürekli olarak akıl oyunlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Zihnimizi korumakta zorlanıyoruz.

Örneğin Gezi Kışkırtmasının çevre duyarlılığı ile yapılmış bir protesto olduğuna inanmamızı istiyorlar.

2013 yılında Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde elindeki bildiriyi okuyan Tayfun Kahraman üstünden bir örnek vereyim size.

Kahraman, "İstanbul Havalimanı, Kuzey Çevre Yolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü projelerini derhal durdurun" derken kimin sesiydi? Bu dev projelere neden karşıydı? Gibi sorulardan hoşlanmıyorlar.

Ya da aynı ismin dönemin İBB Başkanı İmamoğlu tarafından korunup kollanması, İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı, Hamidiye Kaynak Suları Yönetim Kurulu Başkanlığı yapılması tesadüf müydü?

Diye soramıyorsunuz mesela...

Peki ben bunları şimdi niye hatırladım?

Gazetecilik refleksi işte...

İstanbul Havalimanı tarihe geçti...

Aynı anda üç pistten uçuş kabiliyetine kavuştu.

Günde üç bin uçak hizmet alabilecek.

Avrupa'da bir tek Türkiye'nin bu yeteneği var.

Dünyada sadece ABD'de bu operasyon kabiliyeti bulunuyor.

Bu sayede İstanbul Havalimanı havacılığın cazibe merkezi haline geldi.

Bu yüzden hedef alınmasının tesadüf olduğuna inanmamızı isteyenlere inat aklımızdaki soruları sormaya devam edeceğiz.

Zira akıl oyunlarına karşı gelmezsek,

"Manda ve himaye" isteyenlerle aynı safa düşme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.

CHP'DEKİ YOLSUZLUK SARMALI

Organize İşler filminde çok ünlü bir sahne var.

-Araba nerde?

- Müşteride

- Para nerde?

- Müşteride

- Süpermen...

İstanbul'daki mesele tam da böyle görünüyor.

"Hizmet yoksa para nerede, para yoksa hizmet nerede?" sorusu soruluyor.

"Organize İşler"e işaret ediliyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise bulduğu her zeminde partisine, İmamoğlu'na karşı kumpas kurulduğunu iddia ediyor.

Sadece son haftaya yansıyanları buraya yazıyorum...

"Şaibeli" Kurultay Soruşturması'nda tanıklar ifade verdi.

"Pavyon kapısında dolar dağıttılar"

"Poşette yüz bin lira vardı"

"Bir buçuk milyon liralık market alışveriş çeki arabanın bagajındaydı"

"Emir'in yattığı bazanın altında 2 milyon dolar vardı"

Eski Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'den sonra Başkan Yardımcısı Fidan Gül de tutuklandı.

Şüpheli Gül, "İhaleler usulsüz, şaibeliydi içim rahat değildi. Başkan hepsini biliyordu" ifadesiyle pişmanlığını açıkladı.

Beşiktaş Belediyesi'ne bir kez daha operasyon yapıldı.

Yönetimde olan 12 şüpheli daha gözaltına alındı.

Yapılmayan Gülşen konserine 2 milyon 200 bin lira ödendiği iddiasıyla İzmir Kemalpaşa Belediyesi'ne operasyon yapıldı.

İmamoğlu'nun "Kasası" olduğu iddia edilen Fatih Keleş'in ofisinde para kuleleri bulundu.

Aynı Keleş'i biz daha önce de yine bir başka para kulesinin başındaki videolarıyla hatırlıyoruz.

İşadamı Metin Gül, İmamoğlu'nun sıvacı kalfası Adem Soytekin ve Fatih Keleş'in haraç, rüşvet işlerini yönettiğini, kendisinin de uzun yıllar boyunca günümüzün parasıyla 200 milyon liraya yakın peyder pey ödeme yapmak zorunda kaldığını savcılık ifadesinde söyledi.

İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, savcılıkta etkin pişmanlık kapsamında ifade verdi. Adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Ancak Özel'e göre tüm bunlar yaşanmadı.

Herkes tertemiz ve tüm bunlar iftira, karalama...

Neyse yargılama süreci başlayınca hepimiz göreceğiz.

Zira gerçeklerin geç de olsa ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.

İÇİNDEN DENİZALTI GEÇEBİLİYOR

İçinden denizaltı geçebilecek genişlikte bir sulama kanalı yapıyoruz.

Silvan Projesi, 255 milyar liralık bir yatırım.

Sadece sulama kanalının maliyeti 12 milyar lira.

Saniyede 212 metreküp su akacak yani bir olimpik havuzu sadece 12 saniyede doldurabilecek

Proje bittiğinde 330 bin futbol sahası büyüklüğündeki arazi suya kavuşacak.

Peki ama kimin umurunda?

24 canlı yayınında Türkmedya Temsilcisi Şeyhmus Çakan'ın canlı yayının izlerken bunları düşündüm.

Ne diyeyim bazen kelimeler tükeniyor...

Dev eserler, hizmetler, ölümüne mücadeleler veriyorsunuz.

Ama algı operasyonlarıyla öyle bir kitle oluşturuyorlar ki ne söyleseniz, ne gösterseniz tesir etmiyor.

Peki ben niye bunları yazıyorum? Tarihe not düşme çabası.

Ve tabii söylesem tesiri yok belki ama sussam da gönül razı değil haleti ruhiyesi...

Allah emek verenlerden razı olsun...

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.