Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte bambaşka bir sürece girdi ve tüm değerlerinden uzaklaşarak savruldukça savruldu, dağıldıkça dağıldı.
Bay Kemal tiplemesiyle başlayan süreçte parti bünyesinde var olan Atatürkçü kadrolar, eski duayen CHP'li tarihi kimlikler bir bir partiden tasfiye edildiler.
Tasfiye edilen isimler unvanlarına, geçmiş siyasi sicillerine bakılmaksızın alelacele partiden ve siyasetten uzaklaştırıldılar.
Tamamen kabuk değiştiren CHP'yi bu hale düşürenler tüm bu yaptıklarını Atatürk ile maskelemeye çalıştılar.
Türk siyasetinde rahmetli Atatürk'ün bu denli kullanıldığı bir siyasi süreç yaşanmış mıdır bilmem ama bildiğim bir şey var ki CHP'de artık mızrak çuvala sığmıyor.
CHP'nin Esas Sorunu Nedir...
CHP uzun süredir kısır bir döngünün içerisinde dönüp duruyor.
CHP'ye gönül verenler aylarca şu masalı dinledi...
"Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu çok başarısız bir lider, artık gitmeli, parti sürekli kan kaybediyor. Kılıçdaroğlu'nun yerine Ekrem İmamoğlu ya da Özgür Özel gelmeli."
Koca CHP bu tür gündelik konularla gün geçiştiriyor, kendine gönül veren insanları oyalıyor ve koca parti sürekli kan kaybediyor.
Oysa uzun zamandan beri söylüyorum Cumhuriyet Halk Partisi'nin esas sorunu lider değişikliği değil.
Bu saydığım kadrolardan hangisi gelirse gelsin partinin geleceği ile ilgili değişen herhangi bir şey olmaz.
Çünkü CHP'nin temel sorunu zihniyet değişikliği, siyaset değişikliği, politika değişikliği.
Partisinin esas sorunu bu.
Ne Değişti...
İçinde bulunduğumuz günler tam da bu teşhisin ispatlandığı günler.
CHP'de beklenen değişiklik şaibelide olsa oldu.
Kılıçdaroğlu dönemi bitti Özgür Özel dönemi başladı. Ancak partinin başkanı değişse de uyguladığı siyasetinde bir değişiklik olmadı.
Kılıçdaroğlu döneminde parti üst yönetiminde görev alan tartışmalı isimler Özel Özgür döneminde de baş tacı edildi.
Ülke menfaatlerine aykırı birçok eylem ve söylemi olan bu tartışmalı isimlerin enteresan bir şekilde Özel Özgür tarafından CHP yönetimine tekrar yerleştirildi.
Bu tartışmalı isimler içinde Namık Tan, Necati Yağcı ve Selin Sayek Böke gibi enteresan isimler yer alıyor.
Peki her dönemin vazgeçilmezleri arasında yer alan bu isimlerin özellikleri nelerdir, nedir onları bu derece vazgeçilmez yapan?
Namık Tan...
Namık Tan "Namık Tan varken düşmana gerek yok." diye gazetelere manşet attırmayı başaran bir isim.
Yeni dönemde CHP'nin dış politikasına yön verecek olan bu zat Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi.
Monşer Tan Türkiye'nin Afrika'daki varlığına karşı çıkarken, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını koruyan "Mavi Vatan" doktrinine de "masal" dedi.
Tan'ın Türkiye'nin denizlerdeki haklı mücadelesi olan Mavi Vatan için yaptığı skandal açıklamalar çok tepki çekti.
Şöyle demişti Tan TBMM'de yaptığı konuşmasında;
"Bir ara tutturduğu mavi vatan masalından oldukça çabuk yüz geri etti."
Tan en kritik zamanda çıkarılan Libya teskeresi ile ilgili de şunları söylüyordu.
"Önümüze getirilen tezkereyle ve öncesindeki anlaşmayla, deyim yerindeyse, Türkiye'de içecek ayranı zor bulurken Somali'ye tahtırevanla gitmeye kalkışılmakta.
Bununla da kalınmıyor, üstelik, uzun yıllar boyunca Somali'de aynı tahtırevanla bekçilik hizmeti sunmak ve tahtırevanı da onlara hediye etmek vadolunuyor."
Ne demiş atalar...
Uzakta arama...
Mehmetçiğe İftira...
Bu kin kusan cümlelerle yetinmeyen Tan, TSK'nın Somali'deki yeni görevini Rus paralı asker grubu Wagner'in çalışmalarına benzetti.
Somali'de yürütülen o tarihi sürece yönelik söyledikleri ise tam bir ihanet örneğiydi. Şunu söylüyordu Tan yapılanlarla ilgili;
"Afrika'da akılları sıra Wagner'cilik oynamaya yeltenmekteler. Nijer'e Millî Savunma, Dışişleri ve Enerji Bakanları ile MİT Başkanının birlikte gitmesi de peşine gelen bu içeriği gizli tutulan Somali tezkeresi hep aynı gözü kara zihniyetin ürünü."
Al Birini Vur Ötekine...
Bir diğer isim Necati Yağcı...
Yağcı'nın geçmişi dikkat çekici detaylar barındırıyor:
TESEV kurucularından Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelişi sırasında kendisine özel ofis ve araç tahsis etmesi, ABD'nin dünya genelindeki elçilik binaları yapımında aktif rol alması,
Almanya'da Amerikan askeri istihbarat merkezinin yenilenmesinden Ankara'daki yeni ABD Büyükelçiliği kompleksine kadar birçok prestijli projede imza atması onu ilginç yapan olayların başında geliyor.
Aslına bakarsanız tek başına TESEV bile bu konudaki sorguya yetiyor.
Allah Sonunuzu Hayır Eyleye...
Sadece bir iki örnek verdim.
Bu örnekler bile duyana Allah CHP'nin sonunu hayır etsin, bu aziz millete sabırlar versin dedirtiyor.
Üstelik bu bahsettiğimiz kişiler Atatürkçü olduğunu iddia ederek önümüzdeki yıllarda Türk siyasetine, CHP'nin dış politikasına yön verecek.
Bu aklın nasıl bir politika izleyeceğini kestirmek için kâhin olmaya, uzman olmaya gerek yok.
Tüm bunlara bakarak şu sonuca varmak mümkün...
CHP'de değişen bir şey yok...