Hazine ve Maliye Bakanlığı ilginç veriler sunuyor. Bu yıl yaptıkları teftişte fal, astroloji ve bunun gibi yollarla gelir elde eden, ancak bunu bildirmeyen mükelleflerden bahsediyor. İncelenen 1034 mükellefin 1.8 milyar TL, kayıt dışı geliri tespit ediliyor.
Bu kadar çok para kayıt dışı para var ve üstelik çok ilginç bir yerden kazanılıyor. Kayıt dışı olmanın ötesinde bir anlamı da var. Hakikaten insanlar neden bu kadar çok parayı böyle tuhaf işlere harcıyor? Yani insanlar neden astroloğa, falcıya, meditasyoncuya, büyücüye, medyuma koşuyor? Ne kadar çok geniş bir meslek alanı var! Bazılarını da sayamadım. Onlara varan meslekler ortaya çıkmış. Para psikolojisi uçuyor. Din ve inançla iç içe geçen kimi ruhsal yöntemler alıp başını gidiyor.
Türkiye, sağlık konusunda çok başarılı bir ülke. İyi doktorlarımız ve iyi hastanelerimiz var. Birçok doktorumuz dünyaya ihraç ediliyor. Dünyadan birçok ülke onları kapmak istiyor. En zengin ülkeler onlara kapılarını açıyor. Nitekim ABD ve Avrupa ülkelerinde çalışmayı tercih edenler çok. Sağlık alanında bu kadar başarılı iken neden insanlar falcıya, cadıya, yogacıya koşuyor? Bu akımlar ve yöntemler insanlara ne sunuyor? Psikoloji ve sosyolojinin el birliğiyle çalışması gerekir.
Daha geçen gün bir grup kadın, Belgrat Ormanlarında toplanıp cadı ritüeli yapıyordu. Kızgınlıkla ellerindeki ağaç dallarını yerlere vurup çığlık atıp duruyorlardı. Bunlardan birisi de ormanda yarı ölüyken bulundu, hastaneye kavuşmadan öldü.
Astroloji, falcı, büyücü, yogacı şifacılar ve medyumlar birer kâhin olarak çalışıyor. İnsanların duygularına ve ruhlarına sesleniyorlar. İki önemli işlev üstleniyorlar: Gelecekten haber verme ve grup terapisi. Modern sağlık, insanların bu tarafına hitap etmiyor. Fizyolojik taraflarıyla ilgileniyor. Doktorlar kâhin de değiller, gelecekte kazanacakları ile ilgili haber de vermiyorlar!
Oysa falcılar ve şifacılar antik kâhin işlevini yerine getiriyorlar. Yeni büyü ve ritüel tarzlarıyla insanların duygularına dokunuyorlar. Onlara gelecekleri ile ilgili haber veriyorlar. Bir çırpıda iyileştiriyorlar! Umut veriyorlar. Umut ve gelecek tacirleri bunlar. Kâhinlik, Greklerin Delphi Tapınağında da büyük bir meslekti. İslam öncesi Türklerde de Şamanlar yaygındı. İnsanlar arasında her zaman kehanet satın alacak kişiler çok. Bakanlığın yaptığı açıklamada bunu açıkça görüyoruz. 1.8 milyar para. Bu parayı verenler kehanet satın alıyorlar, umut satın alıyorlar.
Şifacı ve büyücülerin grupsal biçimleri de yaygın. Onlar da kendilerini ayrıcalıklı hissediyor. Yükseldiklerini, kendilerini keşfettiklerini, farklı olduklarını düşünüyorlar. Düşünmeden öte inanıyorlar. Esrar alarak kafalar dumanlanınca seyahatlerle yükseliyorlar! Grup coşkusuyla kendinden geçince başka âlemlerde yüceldikleri yanılsamasına kapılıyorlar. Ekstazi, bu gruplarda çok yaygın. Elbette sırlar da açıklanır. Her kes sırra ulaşabilir mi? Sırlara ulaşanlar da ayrıcalıklı oluyor. Ezoterik, mistik ve şifa yanılsaması içe içe.
İnsanlar, modern şehir hayatında bunalıyorlar. Anlamsızlık ve amaçsızlık çarpılmasını yaşıyorlar. İş hayatının kısır döngüsü ve geleceğe ilişkin belirsizlik duygusu onları yoruyor. Bu nedenle ruhsal arınmalara, menfaat taşımayan grupsal dayanışmalara ihtiyaçları var. Ancak bunun adresi bu yöntemler ve akımlar değil.
Ruhsal şifanın neo-spirtüalist yollarla kazanılması zor. Çünkü bu yol endüstriyeldir, kazanç kapısı olmuştur. Popüler kültürün halüsinasyonlarından yararlanıyor. Beyin yıkama tekniklerini kullanıyor. Bizim 14 yüzyıldır varlığını sürdüren ruhsal arınma ve ruhsal coşkunluk yolumuz var. Eşrefoğlu Rumi, Mevlana, Yunus Emre, Bursevi, Hafız bu yolun ruhsal şifacıları. Ne para aldılar, ne de kazanç kapısı oldular. Ruhsal şifayı verecek doktorlar yine bu yolda yürüyenler olacaktır.