Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

M. Yalçın YILMAZ

Küreselleşme sona ererken

Küreselleşme sona ererken

10 Nisan 2025 Perşembe

Trump, dünyayı sarsan çıkışlarıyla haber gündemlerine oturmayı başarıyor. Özellikle gümrük tarifeleri Çin başta olmak üzere birçok ülkeyi sarstı. Artık küreselleşmenin bittiğini söyleyebiliriz. Ancak bu yeni dönemin yalnızca ekonomik ilişkileri değil siyasi ve kültürel ilişkileri de etkileyeceğini görmek zorundayız.

Küreselleşme dalgası demokrasi, insan hakları, toplumsal cinsiyet, yeşil enerji gibi başlıkları da taşıyordu. Tüketim eksenli insan tipini yaratan küreselci dalga insanlığı giderek tekno-faşizme teslim ediyordu. Gelişmiş ekonomilerin şirketler üzerinden kültürel perspektif ihraç ettiği bu dönem sona erebilir mi? Dev şirketlerin rekabet ettiği bir dünyadan devletlerin ticaret savaşına mı gidiyoruz. Bu soruların cevabını arıyoruz.

Trump Netanyahu'ya Ne Söyledi?

Trump'ı 62 gün arayla ziyaret eden Netanyahu, İran'a müdahale için ısrarcı bir lobinin temsilcisi. Bölgede başka ortakları da var. Bunu en başından beri bu köşede vurguluyorum. İbrahim Anlaşmalarının nüvesi olan (I2U2 İttifakı) hayata geçti. Bu konsept Çin'in yerine Hindistan'ı üretim aksına dahil ediyor.

Uzun zamandır İran'ın nükleer programına nasıl bir müdahale edilecek sorusu dünya gündemindeydi. Trump bu konuda müzakere yapacaklarını söyleyerek ABD çıkarlarını merkeze aldığını vurgulamış oldu. Trump için hangi adım daha kârlı olacaksa onu gerçekleştirecek. Trump yahut ABD müesses nizamı için İsrail bölgede var olmanın aracı araç. Daha öte bir anlam yükleyenler ve İsrail'i merkeze alan analizler ne yazık ki rasyonaliteden uzak.

Özelde Gazze, genelde ise Filistin davasını bir problem olarak gören anlayış Orta Doğu yöneticilerinde ve elitlerinde hâkim hale geldi. Arap sokağını rahatsız eden bu tutumun hemen bütün iktidarlarca benimsendiği bir gerçek. Gazze'nin insansızlaştırılması ve nüfusun farklı ülkelere göç ettirilmesi ise ne yazık ki çok uzun zaman önce kararlaştırıldı.

Trump-Netanyahu görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'de kuracağı üsler ve iki ülkeyi karşı karşıya getireceği süreç gündeme gelmiş ki Bibi, Trump'tan arabuluculuk istiyor. Trump Netanyahu'ya bir ayar vermiş görünüyor. Basın toplantısında Trump'ın Türkiye ve Erdoğan hakkındaki sözleri olumlu yankılandı ancak Trump'ın öngörülemez tavırlarını hesaba katmak durumundayız. Ankara'nın Suriye'deki süreçte başat rolü büyük bir başarıdır ama yine de Trump'a karşı ihtiyatlı olmakta fayda var.

Hakan Fidan'a göre niçin Suriye'deyiz?

Dışişleri Hakan Fidan'ın dün verdiği mülakatta İsrail'de yükselen seslere karşı cevap verdi. "Suriye bağımsız bir ülke ve yeni bir Suriye ile karşı karşıyayız. Bizim bölge ülkeleriyle bir araya gelerek kurduğumuz platform, güvenlik sorunlarını mercek altına alan bu platform çok işe yarıyor. İsrail'in bölgedeki emellerini kullanarak Suriye'de karmaşa çıkarması kabul edilebilir değil. Türkiye olarak, Suriye'de çatışma niyetimiz yok. Milli güvenliği tehdit edecek bir iç karışıklığa maruz kalmasını izleyemeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz. Türkiye olarak ön alıcı tedbirlerle daha başlamadan sorunu sönümlendirmemiz gerekiyor. Suriye ile bizim birçok alanda iş birliğimiz var. Her şey çok yeni başlıyor. Birçok alanda atılması gereken adımlar var. Suriye, Türkiye'nin desteğiyle birçok sorunların üzerinden gelme niyetinde."

İsrail'in 4 parça Suriye istediğini biliyoruz. Parçalanmış bir Suriye'den Sünniler, Aleviler, Dürziler ve Kürtler için aslında hiçbirini memnun etmeyecek bir anayasa dayatma hayali var. Ankara'nın da bu projeye karşı hazırlıklı diyebiliriz.

Netanyahu'nun iktidarda kalmak için her şeyi göze alabileceğini düşünürsek Ankara'nın da her türlü tehlikeye hazır olduğunu görmeliyiz. Unutmayalım ki iç cepheyi tahkim etmek için aylar önce atılan adımların önemi şimdi daha iyi anlaşılacak. İç siyasetteki gelişmelere buradan bakmakta fayda var.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.