Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Fadime ÖZKAN

PKK'ya silah yaktıran çelik çekirdek

PKK'ya silah yaktıran çelik çekirdek

11 Temmuz 2025 Cuma

Türkiye sınırlarını aşan tarihi bir dönemeçteyiz.

Kanlı, acılı, zorlu bir dönem kapandı dün.

Gencecik evlatların toprağa düşmeyeceği, anaların ağlamayacağı, vatanın her karış toprağının güvenle yeniden yeşerip çiçekleneceği bir dönemin eşiğindeyiz şimdi. Aydınlık günler bekliyor bizi.

Diyarbakır Lice'de kurulduğu 1978 yılından beri Türkiye'yi bölme hedefiyle insan öldüren, Kürtlerin evlatlarına musallat olan, ülkenin dört köşesinde bağrımıza ateş düşüren, bu yolla Türkiye'ye kan kaybettiren PKK sonunda silahlarını yakma noktasına geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde terörle ve teröristle mücadelede bütünsel bir yaklaşım benimsendi ve sonuç alındı.

Recep Tayyip Erdoğan hem Kürt sorununu, hem terör sorununu bitiren lider olarak tarihe geçti.

TÜRKİYE BAŞARDI: PKK TESLİM OLDU!

Bu zafer şeksiz şüphesiz, hiç tereddütsüz Türkiye'nindir.

Göğsümüzü gere gere "başardık, vatanımızı milletimizi böldürmedik" diyebiliriz.

Birlik beraberlik ve kardeşliğin kuşatan, onaran, sarıp sarmalayan iyi duygularıyla yepyeni bir döneme başlıyoruz şimdi.

Dün Irak Süleymaniye'de Casena mağarası yakınlarında yakılan silahlara ait o ikonik görüntüler PKK'nın teslim olduğunun da fotoğrafı olarak geçti tarihe.

Şimdi ileriye bakma zamanı.

NASIL BAŞARDIK? ŞEHİTLER VE ERDOĞAN SAYESİNDE!

İlk evvelâ şehitlerimizin fedakârlıklarıyla geldi bu zafer. Onların can teslim ederek vatanımızı koruması, askerimizin, polisimizin, istihbaratçılarımızın on yıllar boyu verdiği sabırlı ve onurlu mücadeleyle geldi.

Hele ki MİT mensupları... Geride bir isim, bir şehit mezarı bile bırakmadan "sır" olmayı göze alarak çok kıymetli vazifeler yaptılar. Vatan için çalışan herkese minnet borçluyuz.

Devamında, çelik çekirdek bir siyasi bir irade ile başardık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminden başlayarak ömrünü adadığı icraatlar bütünü, cesareti, siyasi dehası, gelecek vizyonu ve başarılı yönetimi sayesinde alındı bu zafer. Muhalefetin vizyonsuz, gündelik kısır siyasi hesaplarına rağmen üstelik.

Gerçekçi olalım. Eğer Erdoğan devlet içindeki vesayetçileri, Natocuları, FETÖ ajanlarını, sömürge kafalıları, meydanlara sürülen Gezicileri etkisiz hale getirmeseydi/getiremeseydi bu sonuç böyle olmazdı.

DEVLET BAHÇELİ'NİN TARİHİ ROLÜ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 15 Temmuz sonrası aldığı kritik pozisyon gibi PKK terör örgütünün tasfiyesi konusunda da Türkiye'nin üstün yararını gözeterek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber hareket etti.

Bu müthiş bir bileşim oldu. Cumhur İttifakının siyasi gücü iki siyasi partinin -AK Parti ve MHP'nin- gücünün ötesine geçti, çarpan etkisi yarattı.

Terörsüz Türkiye'ye giden yolun taşları bu enerjiyle döşendi.

Türk milliyetçisi MHP'nin efsane lideri 22 Ekim'de öyle şok edici bir çağrıyla başlattı ki süreci duyduklarının etkisiyle sersemleyenler 8 Aralık'ta Suriye'den gelen müjdeyle ancak uyanabildi gelmekte olanın büyüklüğüne.

"Devlet" olacakları biliyordu; çünkü tarlayı süren oydu...

SÜRECİN VE SONUCUN NİTELİĞİ

Bitirmeden birkaç noktayı kayda geçirmek gerek.

BİR: Bu bir devlet projesidir.

İKİ: Süreç tamamen Türkiye'nin kendi siyaseti, kendi imkanları ve kurumlarıyla yürüdü. Üçüncü göz, arabulucu, garantör vb. dışarıdan bir "müdahale" olmadı. Bir vakitler ABD, İngiltere, bazı Avrupa ülkeleri bu konuda çok ısrarcıydı. Ama Ankara hep reddetti.

ÜÇ: Pazarlık yok. Sürecin hiçbir yerinde al-ver, dayatılan şartlar, pazarlıklar olmadı.

DÖRT: Gizliliğin hayati önem taşıdığı bu tür süreçlerde sessizlik esastır. Her şey arka tarafta pişirilir, hayata geçirilir, gerektiği kadarı paylaşılır. Terörsüz Türkiye için terör örgütünün feshedilmesi sürecinde de kısmen böyle yürüdü iş. Tek farkla. Zira sürecin amacı, hedefi, az çok yol haritası kamuoyuyla samimiyetle paylaşıldı. DEM Parti üzerinden yürütülen temaslar şeffaf biçimde halka yansıdı, bilgiler partilerle paylaşıldı, geliş gidişler kameralar önünde gerçekleşti.

Hala önümüzde yürünecek yollar var. Ama zor olanı başardık.

Olabilecek yol kazalarına, provokasyonlara, manipülasyonlara karşı dikkatli, sabırlı ve şuurlu olursak yolumuz kolaylaşır.

Devletimize güvenelim. Zafer bizimdir. Türkiye'nindir.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.