Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Cüneyd Altıparmak
Cüneyd Altıparmak
Yazarın Sayfası

Silahlardan sonra hukuk – 1

Silahlardan sonra hukuk – 1

11 Temmuz 2025 Cuma

Silah bırakma konusu büyük bir adım ve başarı.

Emeği geçenlere Türkiye olarak şükran borçluyuz.

Bu durum, siyaset başta olmak üzere birçok alanda bir kırılma ve farklılaşma sağlayacak.

Dil değişecek, argümanlar dönüşecek yeni bir retorik kurulacak...

Bu değişim rüzgarının uğrayacağı en önemli alanlardan biri de hiç şüphesiz hukuk...

Bugün ve bir sonraki yazımda meselenin bu yönüne dair değerlendirmelerimi sunmak istiyorum...

DÖNÜŞ YOK...

Silahların sökülerek, teslim edilerek, bozularak, parçalanarak vb. şekillerde bırakılması söz konusu iken "yakılarak bırakılmasının", bırakıldığı mekânın ve törenin sembolik anlamları var.

Yakarak bırakmayı "silahlara geri dönüş yolunda gemiler yakıldı" şeklinde anlamak gerekiyor.

Yani "silahlar bir daha gündeme gelmeyecek" diyor örgüt!

Pek tabi bir tören ile bu iş bitmedi. Bitemez de. Bu bir sürecin başlangıç merasimi.

Önümüzdeki birkaç ay daha bu konuyu konuşacağız, izleyeceğiz ve tartışacağız.

Bu işin nihayetlendiğine nasıl kanaat getireceğiz peki?

İDARİ İŞLEM GEREKİR

Bir yapının terör örgütü olarak tanımlanması "güvenlik konusuna" ilişkindir. Ancak nihayetinde bu bir idari işlem ile olur. MİT başta olmak üzere güvenlik birimleri inceler, görüşünü Milli Güvenlik Kuruluna sunar, kurul bunu tavsiye kararına bağlar ve Cumhurbaşkanına arz eder. Bunu FETÖ'nün ilan edilişinden hatırlayalım.

PKK'nın tasfiyesi -idari işlemlerin usulünde paralellik ilkesi uyarınca- hukuki olarak böyle bir işleme ihtiyaç duymakta... PKK'nın tasfiyesinin tespiti işlemi. Bu bir idari işlem olacak. Bu idari işlem olmadan hukuken örgüt; terör yapısı olarak kabul edilmeye devam edilmek durumunda...

KOMSİYON NE YAPACAK?

Bir başka konu ise Terörsüz Türkiye Komisyonunun ne yapacağı meselesi...

Komisyonun kabaca iki görevi var. Sürecin önünde sorun çıkarabilecek düzenlemeleri tespit etmek; sürece katkı sunabilecek mevzuat ihtiyaçlarını belirlemek.

Komisyonun yapısı icrai değil. Meclis iç işleyişindeki daimi komisyonlar gibi düşünmemek gerekiyor. Meclis dışı ve içi unsurlarında eklenebileceği bir "mini meclis" diyebiliriz bu yapıya...

Başkanının TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş olması ise bir diğer ayrıntı. Bu yönüyle çok güçlü ve yapısı itibarıyla amaca dönük esneme kabiliyeti yüksek bir mekanizma...

SİLAH BIRAKANLARIN HALİ...

Terör suçları bağlamında uyruğuna bakılmaksızın herkesi Türkiye'nin yargılama yetkisi bulunuyor. Yani teröristin Iraklı, Suriyeli veya Avrupalı olması hiç fark etmiyor.

Peki, fesih sürecinden sonra bu kimseler hakkında nasıl bir yol izlenecek? Bu durum düşünülmeden ve doğal olarak bilinmeden ele alınmış bir ceza kanunu sistematiğimiz var. Etkin pişmanlık "aktif, devam eden ve itiraf halinde etki gösterecek" durumlar için düzenlenmiş. Kendisini fesheden örgütün üyelerinin etkin pişmanlıktan yararlanması mevzuatın ve yargı kararlarının mevcut konumu ile zor görünüyor. Peki nasıl bir değişim olabilir?

İKİ ÖNERİ

Tartışmalara katkı olsun diye iki önerim olabilir:

Birincisi bir yasal düzenleme ile etkin pişmanlıktan "kendisini fesheden örgütlerin üyelerinin de yararlanacağı" yönünde bir kural getirilebilir.

İkincisi ise Yargıtay bir geniş yorum ile "örgütün tamamı kendisini feshederse, üyeleri de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir" biçiminde bir içtihat meydana koyabilir.

YANILMAYALIM!

Bir yanılgı da şu... Mevzuattaki terör suçları ve fiillerinin kaldırılacağı sanılıyor. Böyle bir durumun olması için Türkiye'nin listesinde olan tüm örgütlerin feshedilmiş olması ve bir daha örgüt ve tehdit olmayacağına kanaat getirilmesi gerekir ki böyle bir şey imkansızdır. Hele de FETÖ halen ayakta iken...

Yapılacak yasal düzenlemelere PKK'nın derç edilmesi halinde de AYM'nin "eşitlik ilkesinden" bahisle kapsamı genişleten bir yorumu ile karşılaşmamız olasıdır ve bu işleri fena halde karıştırabilir!

SIRALAMAYI DOĞRU YAPMAK...

Meselenin başından beri gelen infaz paketi, görüşme izinleri, hastaların affı ve benzeri rahatlatma adımları, silah bırakmadan itibaren daha takvimi belli hukuki gelişmelere işaret ediyor. Ama burada bir hukukçu olarak önerim, yasal düzenlemeleri çalışırken süreci "yasa odaklı değil" ilk önce idari işlemler ile yürütmek yönünde. Zira bir örgütün bitmesi, Türkiye'nin terör tehditlerinin tümünün bittiği anlamına gelmez... Çarşamba günü buradan devam edeceğim.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.